Kaplıca Turizmi
Türkiye’nin en değerli şifalı kaplıca sularından biri Tarihi Armutlu Kaplıcaları dır. Bursa-Gemlik ile Yalova – Çınarcığın sahil şeridi ortasında kalan Armutlu kaplıcaları yemyeşil bir alanda çam ormanları arasındadır.
Armutlu – Yalova yolunun yaklaşık 3.km.’sinde, vadinin yüksekçe bir sırtından çıkan jeotermal su, kaplıca turizminin temelini teşkil etmektedir. Suyun bulunduğu yer ağaçlarla kaplı, dinlenmeye uygun, havadar bir bölgedir. Armutlu kaplıca suyu Türkiye’de en fazla radyoaktiviteye sahip kaplıca suyudur.
Yalova İl merkezine 55 km uzaklıkta,Armutlu İlçe Merkezi’nin 4km. kuzeyinde bulunmaktadır. Türkiye’nin 1.derece önemli ve öncelikli kaplıcalarından olan Armutlu Kaplıcası, çevresi çok çeşitli zeytin, çam, nadide ağaçlar ve makilerle kaplı bir vadide,dere yatağı boyuna sıralanmış çok sayıda kaynaktan oluşmaktadır. Marmara bölgesindeki içerik bakımından en zengin sulardan biri olması ve ülkemizde bulunan kaplıcalar arasında radyoaktivitesi en yüksek sulara sahip olmasıdır.
Armutlu’nun şifalı kaplıca suları hipertermal,hipotonik bir maden suyudur. Kimyasal sınıflandırma bakımından karbondioksitli, bikarbonatlı, klorlü, sülfatlı, kalsiyumlu ve sodyumlu bir bileşime sahiptir. 50 / 78 C derece arası sıcaklığındadır. Kaynaklarda mineral miktarı 2100–2421 mg arasındadır.
Armutlu Sahilleri Marmara Denizi’nin en temiz kıyılarını oluşturmaktadır. İstanbul – İzmir yolunun kısalması nedeniyle İstanbul – Armutlu arası 20-40 dakika arasında bir mesafeye düşeceğinden uluslararası yatırımcıların ilgi odağı haline gelecektir. Şimdi den çok önemli kaplıca – deniz özellikli sağlık turizm projeleri uygulanmaya başlanmıştır. Keşfedilmeyi bekleyen nadide koylar, çam ormanları ve kaplıcalar diyarı Armutlu gelecekte, Yalova ile beraber Yaşam standartları açısından yaşanabilecek temiz havası ve bol oksijeni olan İstanbul’un incisi bir yer olacaktır. İlçe tertemiz denizi,çam ormanları ve termal kaplıcaları ile sağlık turizm için büyük bir potansiyele sahiptir. 5000 civarındaki ilçe nüfusu yazın 80000-100000 ulaşmaktadır. İlçenin İstanbul, Bursa, Yalova ve İzmir gibi şehirlere yakın, olmasından dolayı büyük bir avantaja sahiptir.
Armutlu’yu çok beğenen Atatürk 1934 yılında Armutlu kaplıcalarını “gezilmeye müsait bir şekle sokulmasını emir buyurmuşlardır.”
Armutlu adının nereden geldiğine dair rivayet ise; Bizans Kralına kızı Armodies’in vücudunun her yerinde yaralar çıktığı bildirilmiş, Kral kızının bu durumundan utandığı için askerleriyle birlikte kızını şimdiki kaplıcaların bulunduğu mevkide bırakmış, kız buradaki termal sularla her gün yıkanmış ve bütün yaraları iyileşmiş. Kral kızının iyileştiğini görünce onu tekrar yanına almış ve Armodies adı,“Armodo” sözcüklerinden, Armutlu olarak günümüze kadar gelmiştir.
Thermal Turizmine dünya ülkelerinin ne kadar önem verdiğini,burada açık bir şekilde göreceğiz.Türkiye turizm sektöründe alternatif turizm de oldukça zengin bir ülke. Sektör olarak bu zenginliği ne yazık ki yeteri kadar değerlendirememekteyiz. Tartışılması gereken çok önemli ulusal bir konudur. Dünyanın birçok ülkesi kaplıca yatırımları için özel sektöre çok ciddi yatırım yaparak, sağlık turizmini inanılmaz boyutlara ve vazgeçilmez bir potansiyele taşımışlar. Ülkemiz henüz bu alanda ciddi yatırım ve teşvikleri yurtdışı ile kıyaslandığında yetersiz kalmaktadır.
Dünya’da çeşitli ülkeler ve Devletler termal “Kaplıca” turizminin insan sağlığın da çok önemli bir yeri olduğunu bilmekte, tüm Ülkeler ve Devletler bu bilinçle hareket ederek termal turizm konusuna son derece önem vermektedir.
Alternatif sağlık turizminde en çok turist çeken ülkeler arasında, Almanya, Fransa, Macaristan, Japonya, Rusya, Slovakya, İtalya, Çek cumhuriyeti ve İsviçre kaplıca turizminde sağladıkları gelirin çeyreğini bile Ülkemiz alternatif sağlık turizminde sağlayamamaktadır.
Sadece bir örnek verecek olursam; Almanya’da Termal turizmi önemli sektör haline gelmiştir. 263 adet resmi belgeli termal merkezi tesisten sadece birine (Stuttgart kentinde bulunan Das Leuze Kaplıca ve Rekreasyon Tesislerine) yaz aylarında günde 10000 turist ziyaret ediyor.
Faydalı Olduğu Hastalıklar
Boyun,Bel,Kalça ve Diz kireçlenmeleri
Eklem Romatizması (Kronik dönem dahil)
Kas Romatizması (Fibromiyalji, Miyasofyaları Sendromu)
Bel ve Boyun Fıtıkları
Kronik Bel Ağrıları
Bazı Sinir Keseleri
Çeşitli Kas Ağrıları
Gerilim Tipi Baş Ağrıları
Bazı Nevralış Türleri
Kaza ve Ortopedik Ameliyatlar Sonrası Eklem Kısıtlığı
Diyabetik Dolaşım Bozuklukları
Felç Rehabilitasyonu
Kadın Hastalıkları
Diabetik Nevraljiler,Şişmanlık
Osteopraz
Genel Yorgunluk
Cilt Hastalıkları
Armutlu kaplıcalarından istifade Bizans döneminden başlamaktadır. İlk banyo o zaman kurulmuştur.Bu bölgede Belediyece ‘yap – işlet, devret’ modeli ile yapılan modern, turistik bir otel ile; Belediye’ye ait otel, motel pansiyon türü tesisler mevcuttur.
Sağlık turizminin akla ilk gelen unsuru olan termal – kaplıca turizmi halen önemini koruyor ve geleneksel ama vazgeçilmez bir öğe olarak ön plana çıkıyor. Aslında geçmişi turizmle her zaman bağlantılı olan termal tedaviler ve kaplıca ziyaretleri son yıllarda bir iç turizm olgusu olmaktan çok bir dış turizm olgusu olarak gündeme geliyor. Bu şekliyle de termal turizm sağlık turizminin yeni ve cazip bir seçeneğini oluşturuyor. Özellikle orta ve kuzey Avrupa ülkelerinde yaşayan potansiyel termal turizm “müşterileri” Türkiye termallerini tercih edebilirler.
Çünkü, Türkiye’nin yaygın bilinen klimatik ve ekonomik avantajları burada da devreye girebilir. Yeter ki, kaplıca tesislerimiz özgün Türk kaplıcası niteliğinden ödün vermeden Avrupa kalite standartlarını taşısın. Ayrıca, eğitimli deneyimli ve dil bilen personel istihdamı ile kaliteli ve etkin hizmet üretebilsinler. Evet, Türkiye toprakları termal ve mineral su kaynakları bakımından çok zengin. Bu zenginlik yaşadığımız topraklarda 5000 yıllık bir kaplıca geleneği de geliştirmiş durumda, ama bunları çağdaş tesislerde bilimsel temelde kullanabilme becerisinin de gösterilmesi gerekiyor. İşte o zaman Türkiye kaplıcaları sağlık turizminin lokomotifi işlevini görecek ve hak ettiği uluslararası saygınlığı kazanabilecektir.